CEMAL KARACAN ANADOLU LİSESİ
  Çalışmaya Ne Zaman Başlamalısınız?
 
"İyi dinleyen iyi not alır."

DanteUzun zaman önce Metin adında, çok çalışkan bir çocuk vardı. Kitaplarını okur, düzenli not tutar, her gün okula gider ve her zaman ödevlerini yapardı. Sınıfta Selman adında bir çocukla beraber otururlardı. Bu çocuk ara sıra not alır, istemeye istemeye kitabını okur ve çoğunlukla ödevini yaparmış, aslında buna 'çoğunlukla' diyemeyiz, okula geldiği zamanlarda yaparmış.Bekledikleri büyük sınav günü gelmiş ve o çalışkan Metin zayıf almış, tembel Selman ise pekiyi.Buna inanabiliyor musunuz? Lütfen, "Nasıl Çalışmalı?" serimdeki kitaplarımı okuyun. İnanın ihtiyacınız olan her türlü yardımı bulacaksınız.Çalışmaya Ne Zaman Başlamalısınız?

Hayatınızın sınavının ilk günü
Pekala, belki de buna

"hayatınızın sınavı" dememeliyim. Sanki sınavın sonunda, sağ çıkamayacakmışsmız gibi geliyor öyle değil mi? Hadi yapmayın canım o kadar da korkunç değil!Demin aktardığım olayla size anlatmak istediğim şudur; Sınava iki gün önceden hazırlanmıyorsunuz. Aslında sınava okula başladığınız ilk günden beri -hatta daha da önce- hazırlanıyorsunuz.Pek çok öğrenci, sınavın orada öylece durduğunu düşünür. Sanki bayramda havaya bırakılmış bir balon gibiBu yüzden her derse girmeniz, çok iyi dinlemeniz, düzgün notlar almanız, ödevlerinizi yapmanız ve okumanız gereken bütün metinleri çok iyi bilmeniz sınavlara "çalışmanıza" destek oluyor.
Saatler kimin için çatıyor?
Evet sevgili dostum, biliyorum ki hava çok soğuk ve çok uykun var. Ancak sana unutmaman gereken bir şey daha söyleyeyim; şimdi okula gitmek için atacağın tek adım, 4 ay sonraki sınavı geçmende yardımcı olacaktır.;"Off! Biyoloji dersini bir gün olsun kaçırmaktan ne çıkar ki?" diye homurdanarak kafanızı yastığın altına gömebilirsiniz.Eğer bu tip bir öğrenci iseniz, kesinlikle kendinize çeki düzen vermelisiniz. Öncelikle işe erken yatıp erken kalkarak başlayabilirsiniz ve ileriyi düşünmelisiniz. Her gün derse gitmek otomatik olarak yapmanız gereken bir iş olmalı.

İşte şimdi buradasınız...

Çok iyi. Yataktan kalkıp, sınıfa gelebildiniz. Uyanıksınız, nazik ve saygılı bir biçimde dersi dinliyorsunuz. Ancak o da ne?Tabii bu soru birkaç gece evvel veya en azından dün gece sorulmalı idi. Sınıfa öylesine gelip oturamazsınız. Bir kere geldiniz mi öğretmeniniz sizden

1. Konuyu okumanızı,

2. Notlarınızı ve ders kitaplarınızı yanınızda getirmenizi,

3. Ödevinizi yanınızda getirmenizi,

4. Ders kitabınızdaki işlenmekte olan konuyu bulup açmanızı ve o konuda yaptığınız ödevinizi de önünüzde açık tutmanızı isteyecektir.

Derse başlamayı haber veren zil sesinden önce her türlü ilgili dokümanı hazırlamalısınız. Aksi halde bunları bulmak için çok zaman kaybedecek ve dersi kaçıracaksınız. Tabii şu da çok önemli; evden çıkmadan önce her şeyi alıp almadığınızı da kontrol etmelisiniz. Öğretmenler "Kitabımı evde/arkadaşımda/arabada unuttum" gibi cümleleri duymaktan gerçekten sıkılmışlardır.
Deneme Sınavı zamanı
Her sınav size önceden haber verilecek değildir. Öğretmenleriniz bir gün size ansızın deneme sınavı yapmaya karar verebilirler.Şimdi söyleyin bakalım eğer çok sık derslere katılmamış, konuyu yeni okumamış ve eskisini de tekrarlamamış iseniz? Veya bu deneme sınavı, kitaplar açık olarak yapılıyorsa ve siz de kitabınızı yanınızda getirmemiş iseniz ne yapacaksınız?Buna hazırlıklı olmalısınız. Biyoloji, Osmanlı tarihi, ekonomi veya her ne ise sevmeyebilirsiniz ancak çalışarak hazırlıklı olmak zorundasınız. Sınıfta iyi olmadığınızı "kanıtlamak" hiç bir şeyi kanıtlamaz.
Atılması gereken diğer adımlar
Şimdi dersten önce, derste ve dersten sonra neler yapmanız gerektiğini inceleyelim:Öncelikle ders esnasında, dersi dinlemeniz ve takip etmeniz çok önemlidir. Bu çok zor bir iş değildir. Öğretmeniniz karşınızda, hitabet gücü ve oyunculuğu ile adeta bir tiyatro oyunu sergiliyor gibidir. Burada not almanızı gerektirecek bilgiler tıpkı buğdayı -not almanız gereken yerleri- kabuğundan -not almanızı gerektirmeyecek bilgileri- ayırt etmek gibidir.Peki bunu nasıl yapacaksınız? Tabii ki sözlü ipuçlarını dinleyerek ve sözlü olmayanları da izleyerek bulacaksınız.Pek çok öğretmen, sundukları kaynağın önemli olup olmadığını belli ederler. Konuyu anlatmakta iken duraklayarak (tüm kalemlerin havaya kalkmasını bekleyebilir) aynı noktaları tekrarlayarak, (belki çalışma kitabınızda da tekrar ediliyordur) daha yüksek sesle anlatarak (veya daha yumuşak sesle konuşarak) ve bazen de direkt olarak söyleyerek; "Bu söyleyeceklerim çok önemli."Ayrıca pek çok kelime, not alınması gereken yerler konusunda size ipucu sağlayacaktır. Ve tabii aynı zamanda notlarınızı organize etmenize de yardımcı olacaktır. "Öncelikle", "En önemlisi", "Bundan dolayı", "Tam tersine", "aşağıdaki sebeplerden dolayı (nedenler, etkileri alınan kararlar)".Şöyle sınıflandırabiliriz: Bir liste yapmak istediğimiz de "öncelikle", "aşağıdaki sebeplerden dolayı" kullanırız. Bir sebep-sonuç ilişkisi yaratmak istiyorsak ("bundan dolayı", "sonuç olarak"), alternatifleri ve karşıt fikirleri "diğer taraftan", "alternatif olarak" şeklinde yansıtabiliriz. Bir sonuç belirtmek yada bir açıklama yapmak veya bir tanımlama yapmak istiyorsak "bundan dolayı", "özetlemek gerekirse" yi kullanabiliriz.

Sadece dinlemeyin, izleyin de!
Eğer öğretmeninizin gözleri dalarak pencereden dışarıya bakmaya başlarsa, size çok açık bir sinyal gönderiyor demektir. Yani bu durum "Kalemlerinizi bırakın. Bu konu sınavda karşınıza çıkmayacak. Öyleyse not almanıza gerek yok," anlamına gelir.Diğer bir taraftan, eğer bir şeyler yazmak için tahtaya döner, bir çok öğrencinin gözünün içine bakar veya dikkat çekici bir şekilde el kol hareketleri yaparsa, bu size anlattığı konunun önemli noktalarını, işaret ediyor demektir.Tabii ki bu kuralın birçok istisnası var. Örneğin, muhasebe öğretmenim annesiyle veya hava kirliliği ile ilgili bir konudan bahsederken dersi anlatırken kullandığı ses tonundan çok daha heyecanlı bir ses tonuyla konuşuyordu.Ve çikletlerin kaldırımları ne hale getirdiğini oldukça coşkulu biçimde anlatan bir trigonometri öğretmenim de vardı.Bununla birlikte, iyi bir dedektif olmayı öğrenin ve ipuçları üzerinde fazla oyalanmayın.Öğretmenler öğrencileri not alırken görmeyi severler çünkü bu onların ilgilendiklerini ispatlar. Yazılmaya değer şeyler anlattıklarını düşünmek hoşlarına gider. (Unutmayın sınıfın ortasında ders anlatan biri kimin gerçekten not aldığını kimin arkadaşına mektup yazdığını ayırt edecektir.)

En iyi kendiniz not tutabilirsiniz
Bazı öğrencilerin derslerde harıl harıl not aldıklarını fark etmişsinizdir. Bazıları ise iki kelime yazarlar o kadar. Pek çoğumuz ise bu iki grubun arasında kalırız.Hiç aralıksız not tutan bir öğrenci, ya bir arkadaşına mektup yazıyordur ya da önemli önemsiz ayırt etmeksizin her şeyi not alıp duruyordunSonuçta düzinelerce kağıt doldurur (sömestr sonunda). Bunların bir kısmı faydalı, bir kısmı ise faydasız olurlar.Sonuçta elinizde, hiçbir işe yaramayan bir kağıt yığını geçecektir (bir sömestr sonunda). Bu öğrenci not almakla o kadar meşguldür ki, konuyu anlamasında yardımcı olacak soruları bile soramaz. O çocuk ağaçların arasında kalmış, ormanın tamamım göremez hale gelmiştir. Ayrıca bir başka nokta da bu öğrenci ders kitabındaki her satırın altını da önemli önemsiz ayırt etmeksizin çizmiştir.Bu öğrenciyi oldukça sakin bir biçimde oturan, o günün tarihini defterine atan, sadece ödev konusunu yazan ve öğretmen "şimdi bu söyleyeceklerimi yazın ve hiç unutmayın" dediği zaman notlar alan, hatta alacağı o notlan da mümkün olduğunca eksilterek yazan bir başka öğrenci ile kıyaslayın. Ne kadar sakin değil mi?İşte o sakin öğrenciyi, bir de sınav zamanı görün. Çok iyi hatırlayamadığı için sınav sorularını kapsayacak kaynaklan eksik öğrenmiş olduğundan kim bilir nasıl da ter dökecek
 
  Bugün 12 ziyaretçi (33 klik) kişi burdaydı! © yunak-andl Yönetimi  
 

2009 © Copyright by İsa Pehlivan ® Tüm Hakları saklıdır.
Yasal Uyarı: Web içeriği hiç bir şekilde izinsiz Kopyalanamaz ve Kullanılamaz!!
Tema: İsA V:2.0

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol